Abstract:
Ankara, genç Cumhuriyet’in sadece mekânsal olarak ele alınamayacak; son derece kapsamlı bir toplum mühendisliği ütopyasıdır. Aynı
şekilde Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) de Ankara içinde gerçekleştirilen önemli ve eşsiz bir ‘kentsel mekân ütopyası’dır ve sadece bir
rekreasyon alanı olarak anlamlandırılmaya indirgenemez. Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren Ankara ile birlikte şekillenmiş, daha
sonra metropoliten makroform içerisinde daima önemli bir konuma sahip olmuştur. Bu makale, ilk olarak Ankara ve AOÇ’yi iç içe
geçmiş ütopyalar olarak ele almayı amaçlamaktadır. Daha sonra, oluşan AOÇ mekân dokusunda atölyeler, Etimesgut (Ahi Mesud)
Japon Gülyağı Tesisleri ve Direksiyon Meyhanesi örneklerinde fotoğraflar ve sözlü tarih çalışması yoluyla, büyüyen Ankara metropolü
ile ilişkilendirilerek mekânsal değişiminin nedenleri üzerinde yoğunlaşılacaktır. Yazının son bölümünde ele alınan tartışma konuları;
AOÇ’nin kuruluş ideallerine sadık kalınıldığı savunularak, aslında; 1938’den başlayarak ‘kamu için kamu’ya rağmen’ anlayışı ile kâğıt
üzerinde kamuya açık bir kent parçasına dönüşüp dönüşmediği ve Ankara ütopyası uygulamasının da daha başlangıçta karşılaştığı,
uygulama sürecini olumsuz etkileyen etkenlerdir. Okuması yapılan asıl kaynaklar; daha önce yayımlanmamış kişisel bir fotoğraf arşivi,
sözlü tarih kayıtları ile 1933, 1935 ve 1953 tarihli kurum yayınlarıdır.